Paramızın son bir ay içinde yaklaşık %30 değer kaybetmesinin etkileri; kademeli olarak etkisini kısa ve orta süreçte yumuşak, orta ve uzun süreçte ise çok daha belirgin olarak etkisini gösterebilir. Her ne kadar MB, Hazine ve Maliye Bakanlığımız gerekli önlemleri alarak ekonomimize yapılan olumsuz hamlelere ve buna bağlı olarak artan döviz kurlarına karşı tedbir alsalar da 2018 yılı için enflasyon oranının, beklentilerin üzerinde gerçekleşebileceğidir. Öyle ki MB enflasyon beklenti anketleri oranı %13-14 düzeylerinde. Enflasyonu basit iktisat tanımıyla mal ve hizmet fiyatlarının artması, başka bir ifadeyle dolaşımdaki para miktarıyla satın alınabilecek ürün ve hizmet azalışıdır. Resesyon ise fransızca kökenli olup durgunluk anlamına geliyor. Stagflasyon ise hem enflasyonun hem de resesyonun birlikte görülmesidir. Stagflasyonun varlığından söz edebilmek için bana göre mali yılın en az 3 yarı döneminin art arda görülmesi gerekiyor. "Kimi iktisatçılar bu süreyi 2 yarı dönem olarak da tanımlayabiliyorlar." Ülkemizin böyle bir durumda olduğunu söylemek şu an için oldukça yanlış bir tutum ama böyle bir sürece girilme ihtimali de yok değil. Nitekim yıl sonu enflasyonun tahminlerin çok üzerinde gerçekleşerek %20-25 aralığını görebilir. Bankaların şu anda yıllık kredi verme faizleri %30 düzeyini aşmış durumda. Önümüzdeki aylarda üretimde azalış, istihdamda kayıplar, genel fiyat artışları ve dolaylı vergilerde azalış vb. olumsuz süreçler yaşanabilir. Buna hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak gerekiyor.